1. bak bu beni sigara içmeye zorluyor. hayır beğendiğimden değil, bu aptallığın beğenildiğinden.

    "sonra dersin ki ;
    neden bu kadar çok sigara içersin ?
    içerim işte…
    ben yazmayı pek bilmem dünya güzeli
    sadece geceler ışığı kovalarken
    gelir aklıma birkaç kelime.
    şafak söker ben hala oturduğum yerde sayıklarım baş harfini,
    bazı bazı dem tutar kirpiklerim,
    dans eder damlalarla,
    bir türkünün ezgisi gibi temizlenir gözbebeklerim…
    garip gelir akşamlara kadar başını beklediğim günler,
    sen okulda istikbalini gözlerken,
    ben dışarda hapis beklerim bulutlarla başbaşayken…
    çok düşünürdüm o vakitleri.
    saçların omuzlarına elbise olduğu zamanlar hani.
    inadına topladığın halde,
    çok da güzel gelirdin gözlerime.
    öyle ya;
    türkü gibiydi saçların,
    türkü gibiydi gözlerin…
    sen bakmaya doyamazdın ben türkülermi söylerken ,
    her yazdığımı sana dinletirdim.
    bilmezdim ben nerde ne koyulacak…
    virgülle noktayı hep sevgili zannederdim,
    biri kaybolurken öteki yok olacak.
    ben yazar hüzünlenirken,
    sen ayır su kelimeleri derdin.
    ulan imlanın sırasımı derken,
    sen karalayıverirdin…
    şimdilerde daha çok karalar oldum hatalarımı geldikçe aklıma…
    sonra dersin ki ;
    neden bu kadar çok sigara içersin?
    içerim işte…
    çünkü, küfür sevmezdim ben ama,
    babam öğretti sayıp savurmayı.
    o da sevmezdi zaten,
    hayırsız olmasaydı evladı.
    yoruldum dünya güzeli,
    yoruldum bahar sabahım,
    yoruldum da ota boka kızdıkça,
    babamı hatırlayacağım…
    ama söz veriyorum,
    verdiğim sözleri sözlükten bakıp yazacağım.
    ben yazmayı pek bilmem dünya güzeli,
    zaten yazsam da anlamazsın,
    canım sıkıldımı karalarım,
    ona da oturup iki damla gözyaşı akıtırsın…
    sonra dersin ki;
    neden bu kadar çok sigara içersin?
    içerim işte…"
  2. CIGARAYI ATTIM DENİZE

    Şimdi bir güvercinin uçuşunu bölüyoruz
    Gökyüzünün o meşhur maviliğinde
    Uzun saçlı iri memeli kadınlarıyla
    Bir akdeniz şehri çıkabilir içinde
    Alıp yaracak olsa yüreğini
    Şimdi bir güvercinin

    Şimdi sen tam çağındasın yanına varılacak
    Önünde durulacak tam elinden tutulacak
    Hangi bir elinden güzelim hangi bir
    Bir elinde kızlığın duruyor garip huysuz
    Öbür elinde yetişkin bir günışığı
    Daha öbür elinde de kilometrelerce hürlük
    Çalışan insanlar için akşamlara kadar
    Toz duman içinde
    Bir elinde de boyuna ekmek kesiyorsun

    Biz eskiden de en aşağı böyleydik senlen
    Bir bulut geçiyorsa onu görürdük
    Bir minarenin keyfine diyecek yoksa onu
    Bir adam boyuna yoksulluk ediyorsa onu
    Ne zaman hürlüğün barışın sevginin aşkına
    Bir cıgara atmışsak denize
    Sabaha kadar yandı durdu

    1954
    Cemal SÜREYA
    (Üvercinka)

    Kaynak.